Mudanya Mudanya - Yaşam ve Kent Kültürü










95 
İpek böceğinin uykusu
        Yazilar


Nurdan ÇAKIR TEZGIN    
  Yayın Tarihi: 17.6.2011    

İpek böceğinin uykusu

Kara feraceli kadınlar pıynar çalısı kesmekten dönen erkekleri beklerken kendi aralarında konuşuyorlar; “böcekler uykuya yattı yatacak, bu yıl havalar soğuktu ya geçe kaldılar, üşümesinler diye soba yakmaktan bıktım valla”, diğeri atılıp devam ediyor “sobayı kışın kendimiz için bu kadar yakmadıydık haklısın, neyse ki bizim böceklerin de uyku zamanı geldi biraz rahatlarız artık.”

Bursa’nın ipek böceği yetiştiren köylerinde “böcek uykusu”, “böcek tutmak” gibi ilk duyanlara ilginç gelen tanımlar vardır. Her yıl Nisan ayının sonlarına doğru köy meydanına ipek böceği tohumu satıcıları gelir, paketler içindeki ipek böceği tohumlarını isteyenlere satarlar. Alıcılar genellikle erkeklerdir lakin, köyün kahvesinde oturan erkekler kaç paket tohum satın alacağını bir koşu eve varıp kadınlarına danışırlar. Evin büyüğü yaşlı kadın, gelin ve kızlarının da fikrini alarak nihai kararı evin erkeğine bildirir.

"Biz beş paket böcek tutcez, var git al da gel."

Erkekler, böcek satıcısından 5-6 paket tohum aldıklarında keyiflenirler; “Bizim karılar tutcez deyolar alıverem bari” diyerek ailesi adına böbürlenip koltuklarına karpuz korlar. İpek böceği tohumları satın alındıktan sonra, evin özel bir odası böcek tohumları için tahsis edilir, önce askı denilen tavanlara takılıp aşağıya doğru sarkıtılan kerevetler yapılır. Sonra bu kerevetlere kıyılmış taze dut yaprakları yerleştirilip tohumlar üstlerine bırakılır. Sıcacık ortamda büyümeleri için sabah akşam sürekli taze dut yaprağı kesilip getirilir.

Bu böcek yetiştirme işi, Mayıs ve Haziran aylarında 40 – 45 günlük bir zaman diliminde gerçekleştiği için bütün ev halkının günlük yaşamı böceklerin rahatı ve beslenmesine göre ayarlanır! Öyle ki evin kadınları parfüm, kolonya, ilaç gibi yabancı hiçbir koku kullanamazlar çünkü böcek denilen kurtçuklar en ufak bir kimyevi kokudan etkilenip ölürler! Bu dönemde kadınların ev halkına yemek yapıp yapmadığına bakılmaz, aksine erkekler de dut yapraklarını dallarıyla kesme işini üstlenerek kadınlara yardım ederler. İş çoktur, böceklerin üşümeden sağlıklı büyümesi ve yetişkinliğe ererek bir an önce kozasını örme eylemine başlaması amaçlanır.

Kurtçuklar büyüdükçe dut yapraklarını kıyma işi bırakılır, yapraklar bütün olarak yerleştirilir altlarına. Evlerin odaları, kurtçukların tırtıla dönmesiyle kıyır kıyır yeme sesleri dut yaprağı çıtırtısına dönüşür. İpek böceği senfonisinin eşi bulunmaz müziğidir bu artık... Tırtıllar iyice erişkinleşip yaprak yemez olunca, kesilen pıynar çalıları odanın her yerine yerleştirilerek ipek böceğinin koza yapmak üzere çalılara tutunması beklenir. Çocukluğunu Bursa’da geçirenlerin oyunları arasındadır dut yaprağı üzerindeki tombul ipek böceği kelebekleri. Tüylü kalın bacakları ve iri bir sinekle arı arası görünümleriyle yumurtlayışlarını seyrettiğimiz kelebekleri önce koza halindeyken edinirdik. Nasıl edinirdik onu hatırlamıyorum, para verip satın almazdık ama, bir şekilde mahalledeki bütün çocukların ellerinde şeker ya da bisküvi kutularının içinde beyaz kozalarımızla yeşil dut yapraklarımız olurdu! Kozaların delinip kelebeğin özgürleşmesini beklemek öyle heyecanlıydı ki… İpek böceğinin ve ipeğinin nasıl oluştuğunu hayat okulunda öğrenen şanslı çocuklardık bizler. Her şey aslına dönerken nasıl bir değişim izliyor ve bizler bunun neresindeyiz düşüncesini, "felsefe" gibi ulaşılmaz bir noktaya taşımayan gerçek yaşamlardık!

***

Koza Hanı da vardı Bursa’nın, koza mezatını ya da piyasasını açma törenleri tertiplenirmiş eskiden orada. Köylerden getirilen sepetler dolusu kozaların tartılmak üzere Koza Han’ın avlusunda bekletildiğini gösteren eski Bursa fotoğrafları vardır. Köylülerin malına eksikli muamelesi yapan koza simsarlarının insafsızlığı konuşulurdu köylüler arasında; Yok efendim "kozalar beyaz değil kirliymiş, parlak da değilmiş" deyip fiyat kırmaya çalışırlarmış!

Bursa’nın Akçalar, Hasanağa ve Fadıllı köylerinde uygulanan ipek böceğinden koza elde etme serüveni 2000’li yıllar itibarıyla tarihin tozlu sayfalarına çekildi. Köylerde bazı evlerin odalarındaki askı çivilerinin yerleri hala duruyor olsa da, ipek böceği tutan kimse yok artık oralarda… Son yıllarda yöresel değerlerimize sahip çıkma projelerinin öne çıkardığı “ipek böcekçiliğini yeniden canlandırma çalışmaları” yapılıyormuş. İşte bu sevindirici, eski Bursa ipeği yine çıkrıklarda dönecek demektir...

* Ferace: Çoğunlukla siyah renkte, kadın bedenini baştan itibaren ayak bileklerine kadar kapatan çarşaf, bir nevi burka.
* Pıynar: Bodur ağaçgillerden ormanlık alanlarda bulunan çalı bitkisi. (Pırnar)
* İpek Böceği: (Bombyx mori)


Nurdan ÇAKIR TEZGIN

www.ascifok.com

Fotoğraflar


[Fotoğrafı büyültmek için üzerine tıklayın.







[ Yazdırılabilir Sayfa ]   /    2907   


YORUMLAR

Bu yazı için henüz yorum yazılmamıştır.


Nurdan ÇAKIR TEZGIN yazıları
Yazilar

  .:: Yazılar


       

* Yazıların sorumluluğu yazarına aittir.
* Yasal Uyarı


© Mart 2009, MudanyaMudanya.com