Mudanya Mudanya - Yaşam ve Kent Kültürü










56 
Bursa'nın Ramazan Yufkaları
        Yazilar


Nurdan ÇAKIR TEZGIN    
  Yayın Tarihi: 10.9.2009    

Bursa'nın Ramazan Yufkaları

Ramazan ayına beş on gün kala, Bursa sokaklarını odun ateşi dumanıyla karışık saçta pişmiş yufka kokusu kaplardı çocukken. Her mahallenin biraz açıklık olan boş arsa ve metrukça yerlerine yufka pişirmek için toplanırdı mahalleli kadınlar. Bursa'nın farklı bölgelerinin hemen hepsinde uygulanan bir ritüeldir bu yufka açma adeti. Gemlik, Mudanya, Karacabey, Kemalpaşa ve Susurluk'ta da çocukluğumdan beri yapıldığını duyarım...

Tophane semtindeki; Has Bursa yada Hisar (Kale içi) denilen yerde amcamlar otururdu, (Hisar'daki eski Bursa sokakları çok dardır, ama iç avluları geniştir,) Eski, yerli Bursalılar o geniş iç avlularda pişirirlerdi Ramazan yufkalarını. Çocukluğumdan anımsadığım; Bursa'nın en az yedi sekiz değişik bölgesinde tanık olmuşumdur yufka pişirme meydanlarına, hemen hepsinde de yöntemler aynıydı. Hepsinde biz çocukların eline düdük yapıp verilirdi içi tereyağlı peynirli taze yufka dürümler. Tereyağı yerine o zamanların yeni moda kahvaltılığı sanayağı sürmek de makbul sayılırdı, hangi akıla hizmetse! Dürüm denmezdi o vakitler, biz yufka düdüğü derdik! Ben onu kuru yufka yada Ramazan yufkası olarak kazımışım belleğime.

Mahalleden kaç ev katılırdı bu imeceye bilmiyorum, çocuk aklımla sanki bütün mahalle katılıyor gibi gelirdi bana. Yahudilik mahallesinde yapılırken, gayrimüslim komşuların da o seramoniye (Bursa'da Yahudilik isimli bir semt vardır, Arap Şükrü sokağıyla Çatalfırın arkasında) katıldığı konuşulurdu komşular arasında ve hafiften takdir edilirdi saygıları.

Yerlere önce hasırlar serilir, sonra onun üzerine kilim yada minderler, sofra bezi (tahta sofranın altına yayılan kareli masa örtüsü benzeri örtü, yaygı), tahtadan yapılmış yerden yüksekliği 25-30 cm. kadar olan hamur açma sofraları, oklavalar, açılacak hamurun malzemeleri, un, tuz su vs. yerleştirilirdi.

Kadınlar kendi aralarında iş bölümü yaparlardı. Yufkayı açanlar en becerikli ve sözünü geçiren orta yaşlı olanlardı, yufkayı pişirenler biraz daha yaşlıca ve yerinden kalkmakta zorlanan büyükanne takımıydı, götürüp getiren ayak işi yapanlar gelinler ve genç kızlardı. Pişen yufkaları iyice kurutarak temiz beyaz çarşaflara üstüste koyup, çarşafın dört köşesinden bağlayan ve her evin hamurunu hakkaniyetle bölüştürenler evlerin ortayaşlı gelinleriydi. Biz çocukları da en çok onlar gözetirdi. Ocağı sürekli yanar vaziyette tutan ve odun taşıyanlar da genç olan kadınlardı.

Çaylar, ayranlar, mevsimine göre soğukluk denilen meyve şurupları içilirdi taze yufka düdüklerinin yanında. Yufka pişirmek sabahtan akşama kadar sürdüğü için, evlerde başka yemek pişmezdi, herkes taze yufkayla karnını doyururdu. Düdük yapmaya yetişemeyen büyükler taze yufkayı zeytin peynirle parçalayıp da yerlerdi, düdük yapılan yufka sertleşir ve ısırmak için kuvvetli diş gereklidir, galiba yaşlıların dişi kesmediği için kopararak yerlerdi! Hey gidi çocukluk...

Kuru yufkalar, her evin kullanılmayan bir odasına veya kilere konur, ramazan boyunca tüketilirdi, çoğu evde gereğinden fazla pişirildiği için bir yıl boyunca saklanır arada sırada özellikle tatlısı yapılırdı.

Kuru yufkalar ramazan geceleri sahurda ıslatılıp yağlanır, aralarına lor, patates, kıyma gibi içler konup, ters yüz edip ocak üstünde çevirerek börek gibi pişirilirdi. Kalınlığı 4-5 yufkayı geçmezdi, incesi makbuldü. Tavuk suyla ıslatılıp tavuk etlisi de, av etlisi de, cevizli toz şeker serpiştirmeli tatlısı da yapılırdı. Babaannem ıslatıp lokum da sarardı!..

Çocukluğumda kuru yufkaları sulu boyalarımla boyadığım için babaannemden uzun bir nutuk dinlediğimi hatırlıyorum. (Bizim zamanımızda yap-bozlar, puzzle'lar yoktu, parçalanmış yufkalarla yapmaya kalkmışım, çocukluk işte! Şimdi olsa "aaa çocuğumuz ne yaratıcı" deyip kurs kurs gezdirir büyükler!


Nurdan ÇAKIR TEZGIN

www.ascifok.com

Fotoğraflar


[Fotoğrafı büyültmek için üzerine tıklayın.







[ Yazdırılabilir Sayfa ]   /    3194   


YORUMLAR

Yorum yazan : Rengin Pirili TAR
Tarih : 10.9.2009
O yufkaları...eski tatları anımsamamak hiç mümkün değil..evet bizlerin zamanında yap-bozlar, puzzle''lar
yoktu ama bizler mutlu çocuklardık...herşey şimdiki gibi değil...natureldi...yazınızla bizi o günlere götürdüğünüz için teşekkürler...



Nurdan ÇAKIR TEZGIN yazıları
Yazilar

  .:: Yazılar


       

* Yazıların sorumluluğu yazarına aittir.
* Yasal Uyarı


© Mart 2009, MudanyaMudanya.com