www.mudanyamudanya.com


BÖYLE YAPILDI, FIRÇAYI GÜZEL SÜREN, DİKMEN GECEKONDULARINI ÖLMEZLEŞTİREN, SIRRI DİVİL'İN CENAZE TÖRENİ...

Rengin yalvaçlığına inanırdı
dostum, çizginin tanrısallığına.

Sırrı'yı tanımazsınız;
Çanakkale'de resim öğretmenliği
yaptı yıllar yılı,
taşrada ölüyoruz deyip gitti başkente.
Dikmen gecekondularının
sümüklü çocuklarını ölmezleştirdi,
çizip top oynarken resimlerini.
İda dağlı Paris'e kızıp;
''Plajda üç güzelleri'' çizdi.
Herbiri kasap karısı tazelerin.
Kalp hastası olduğuna inandıramadı
yıllarca doktorları;
Ama ivedi davranıp
Kilitbayır gömütlüğünde;
güzel bir yer kaptı!

Kilitbayır'ın şaraplı balıklarıyla sarhoş kedileri,
pikniğe çıktığında geceleri,
ziyaret ederler kendisini.
O, kendisine yasaklanan sigaralardan
birisini yakar: Ruhum sıkıldı burda.'' der,
''Oh! Hadi içelim.''

Öldüğü gün,
Mudanya'dan cenazesine yetiştim.
Soyunup ölü yıkayıcılığına,
yardım ettim hocaya.
Hoca okuyup yıkıyor; su döküyorum ben.
İçimden antik duaları geçiriyorum.
Dostumun inancını bildiğimden,
dua okumak gelmiyor içimden.
''To be or not to be'' sözleri
dökülüyor birden dilimden ve anımsıyorum;
''Om mani padne hum'' sözlerini sevdiğini,
Bu sözleri de katıyorum sonsuz ırmağa:
''Om mani padne hum,''
''To be or not to be,''
''Om mani padne hum...'' dan
oluşuyor ölü yıkama duam.
Boğaz'a tepeden bakan gömütlükte
Sırrı'yı bırakıyoruz sonsuza.

Çanakkale'ye geçip
kıyıda gömütlüğün tam karşısında
otoruyoruz lokantaya.
Güneş Seddülbahir'de mızrak boyuyken
Sağlığında olduğu gibi;
ruhuna kadeh kaldırıyoruz.
Saçı döküp yüreğimize,
Sırrı'yı ve güneşi uğurluyoruz.


Validebağ, 7 Ağustos 1994
Kumyaka, 27 Haziran 1997

İhsan ÜREN