Gittikçe tırmanan bir süreçte ülkemizdeki pet şişe sorunu çığ gibi büyümekte ve bu konu nedense hep gözardı edilmekte.
Bilindiği üzere musluktan su içme olayını yıllar önce terk ederek, zamanla daha kolay ulaşabildiğimiz pet şişelerden yararlanmaya döndük.
Zavallı doğa nasıl yokedeceğini bilemediği ve beceremediği bu madde ile başbaşa bırakıldı biz insanlar tarafından. Sağlığa zararlı olması bir yana ciddi ölçüde çevre kirliliğine de yolaçmakta. Çünkü Türk toplumu olarak çöp kültürümüz olmadığı için bu görevi de doğanın kucaklayıcı ve tanrısal misyonuna terk etmiş bulunuyoruz. En basitinden bir araç yolculuğunda yol kenarlarına bakacak olursanız durumun vehametini yalın bir şekilde görürsünüz.
Oysa ki yurtdışında özellikle restaurantlarda cam şişe ile su servisi yapma bilinci öylesine yer etmiş ki bazen sorarak bazen de sormadan masanıza gazlı ya da gazsız sular bırakılıyor. Genelde mavi etiketliler bizim alışkanlığımız ve damak tadımızda olan normal sular, pembe etiketliler ise daha çok Avrupalıların tercih ettiği mineral water denilen bizdeki sodaya denk düşen gazlı sular.
Son dönemde hemen hemen her konuda Avrupa Birliği kapsamında pozisyon aldığımız için bu konuda da bizden her zaman bir adım önde olan bu ulusları neden örnek almıyoruz?
Yetkili ve yetkisiz yurttaşlarımızı bu bilince ulaşmaya ve uygulamaya davet ediyoruz. Geç olmadan ve iş işten geçmeden bir an önce...
Muhassır medeniyetler seviyesine çıkmak aslında çokta zor değildir, değil mi?
