Fransa'nın kuzeydoğusunda İsviçre, Almanya ve Luxemburg ile komşu, Vosges Dağları ile Ren nehri arasında kalan kendine has serin iklimli mikro kliması ile 170 km'lik irili ufaklı küçücük kasabaları içinde barındıran belki de dünyanın en masalsı şarap bölgesini gezdik.
Bu bölgenin en önemli özelliği ünlü 1855 Fransız apelasyon sınıflandırmasında tüm Fransa'da uygulanan bölgesel isimlendirme, üretici ve asamblanj tekniklerinin dışında kendilerine özgü şişe tasarımı, oval, büyük ölçekli (6-10 ton arası) meşe fıçılar ve monosepaj üretim ve yine Fransa'da hiç olmayan etikette üzüm isminin yer alması bu bölgenin kendine özgü tarihsel sürecinin bir mirasıdır.
Fransa'nın en büyük şarap ihracatı yaptığı bölgelerin başında gelen Alsace'da dördü asil olmak üzere 7 çeşit beyaz üzümden şarap üretilir.
İlk dördü çok daha güçlü, aromatik ve dengeli şaraplar veren daha soylu üzüm türleridir.
Bu serin iklimli bölgede biraz zorlama da olsa Pinot Noir üzümünden yapılan iddiasız şirin kırmızı sofra şarapları da üretilmektedir.
Şarap isimlendirme hiyerarşisinin çok katı olduğu Fransa'da dünyanın en büyük ve en ünlü köpüklü şaraplarının üretildiği Champagne Bölgesi'nin komşusu olan Alsace, benzeri ve yakın mikro kliması ile çok daha ekonomik ve kolay ulaşılabilen Cremant D'alsace' ların cennetidir. Bu şirin baloncukların uçuştuğu şaraplar flüt kadehlerde çok büyük sürprizler yaratabiliyor.
Munster peynirinin eşsiz eşlikçisi Pinot Gris, dömisekten tatlıya uzanan yelpazesi ile aslında bir Tokai şarabıdır. Macarların Tokai isminin dünyada kullanımını yasaklamaları sebebiyle Alsace'da bundan payını almıştır. Hala restaurantlardaki menülerde Pinot Gris (Tokai) yazar.
Yine gül, katran ve baharat kokulu dünyanın en özel aromatik beyaz şaraplarını veren Gewurztraminer üzümü Almanya'dan çok farklı bir kimliğe bürünür Alsace'da...
Yine en sek ve diri Riesling'leri burada bulursunuz.
Orada tattığım Muscat üzümünden yapılmış şarabın asiditesi beni çok heyecanlandırmıştı.
Beyaz şarapların cennet diyarı Alsace'da şarap kadehlerinin ilginçliğinden de bahsetmeden geçemeyeceğim.
Kendilerine özgü stilleri ile minik ve şirin kadehler o bölgenin masalsılığını hatırlatırcasına Alsace yeşiline isim vermişler.
Bira üretiminin de yaygın olduğu Alsace Bölgesi, çok fazla turistik olmamasına rağmen yüksek gelir seviyesi ve gurme turizminin merkezlerinden biri olarak çok sayıda lüks ve Michelin'li restaurantları bünyesinde barındırmaktadır.
1. Dünya Savaşı'nın sonunda Fransa egemenliğine geçinceye kadar sayısız kez Almanya ve Fransa arasında savaşlar sonucu işgal edilmiş bu bölgede, rehberimiz aracılığı ile yapmış olduğumuz sohbetlerde, bölge insanının ''Siz kendinizi nereli hissediyorsunuz?'' sorusuna vermiş oldukları yanıt ilginçti; ''Biz Alsace'lıyız''!!!