Mudanya Mudanya - Yaşam ve Kent Kültürü










3117 
Buenas noces Frida!
        Yazilar


Nurdan ÇAKIR TEZGIN    
  Yayın Tarihi: 23.12.2010    

Buenas noces Frida!

Aklıma gelip yüreğime düştükçe Frida Kahlo’yu yazarım… Her seferinde bir başka yanıyla cebelleşir, hangi Frida yansıyacak satırlarıma diye de meraklanırım… Kadın Frida, hasta Frida, ressam Frida, tahta bacak Frida, aşık Frida, sosyalist / komünist Frida, isyankar Frida, evlat ve kızkardeş Frida, Diego’lu Frida, Aztek Frida, *Emansipasyoncu Frida, Meksikalı Frida diye uzayıp giden çoklu Frida tanımları, insanı uçsuz bucaksız bir “insan” analizine sürüklüyor.

Ufak cüsseli, sakat ve hasta bir melez kadının, dünyayı böylesine etkilemiş olmasının altında yatan binlerce etmen, 1950’lerden itibaren tüm dünyada merak konusudur. Frida Kahlo’nun, Meksika’nın en ünlü ressamı Diego Rivera ile evliliği ve fırtınalı sosyal, sanatsal ve politik birlikteliklerinin hafızalara kazınmış görsel yanı, aç gözlü ve başka hayatların sömürüsüyle ayakta kalan binlerce egonun esin kaynağıdır. Frida-Diego çiftini bu günlere taşıyan güçlü ve tanımlaması zor ilişki, başta sanat çevreleri olmak üzere sapkın dünyanın idolü olmaya halen de devam etmektedir.

Acılar ve farklı yaşamsal sancılar bu kadar mı özenilesi bir model oluşturuyor ki, benzer şeyleri konuşmaktan bıkmıyoruz! Sıradan yaşamlarımız içinde kendi varlıklarımızın altını çizmeyi bırakıp sivri, keskin, kanatan dış unsurların iştah kabartan resimlerine bakıyoruz…

“Kan. Evet, bol bol kan.
Kan-yaşam.
Kan-kadın.
Kan-acı.
Kan-tutku.
Kan-yürek.
Péret “Kan damlaları, kadınların en eski takılarının su damlalarıdır,” diye yazmış.
Toprağın, güneşin, evrenin varlıklarını sürdürmeleri için kan isteyen Tanrı’ya, Chac’a hibe edilen, Azteklerdeki kurban-kan.
Resmimde kan var, ölüm var, yaralı bir kadın olarak ben varım. Evet.
İmzam, neredeyse hep kan kırmızısı. Kırmızı kurdelalar, saçlarımda kan damarları gibi bağcıklar var. Evet.

Evet, bunların tümü var. İyi de insanlar neden korkuyor aslında? Midesi bulanmadan baygınlık geçirmeden bakılamayacak olan şeyden. Yaşamımızın parçası olan ama utançla saklamak istediğimiz, dehşete düştüğümüz, tabu olan… R.Jamıs, Frida Kahlo - Bir Kadının Otoportresi “



Yukarıdaki satırların üzerine Frida’nın resimlerini betimleme çabası nasıl da gereksiz kalacaktır! Onun kısacık hayat serüvenindeki yaşadıklarıydı beni ilk kendine çeken; Hastalık ve yatağa çakılı bir yaşamın yorganını kaldırma çabası ve insanca, kadınca olan tüm duygular... Frida’nın resimlerinde yüzümüze çarpan ilk mesaj; Bu meşakkatli hayatı ve olası ruh halini sükunetle kabullenmenin isyandan daha yatıştırıcı olduğu gerçeğini benimseme halidir. Onun resimleri için; çaresizliğin izdüşümünü, elle tutulur metalara dönüştürme serüveni ve içine doğduğu hayatın ona verdiklerini kavrayış biçimi diyebiliriz. Her nasıl tanımlarsak tanımlayalım, uzaklardaki Meksika’nın bile tanınıp anlaşılmaya çalışılmasına tüm benliğiyle katkısı olan, hatta; bizim cepheden bakıldığında Meksika’nın bile önüne geçen kadındır benim için.




Frida ve mecburi yansıması yani “diğer yüzü olan resimleri” demek gerekir onun geriye bıraktıklarından söz ederken. Materyalleri kullanış biçimi, sembolün ciğerine saplanmış bir ok keskinliği yarattığından onun resimlerini sembolizmin içinde aramak da haksızlık olur. Birçokları gibi Frida Kahlo sürrealist de değildir. Onun ne olmadığını konuşurken karşımıza çıkıyor görünen çıplaklığı.

Gerçeküstücü olamayacak kadar "gerçek Frida". Buenas noces Frida!

*Buenas noces (İyi geceler)
*Emansipasyoncu (Engelsiz, aynı seviyede kadın erkek eşitliği)


Nurdan ÇAKIR TEZGIN

www.ascifok.com







   4106   



  .:: Yazılar


       

* Yazıların sorumluluğu yazarına aittir.
* Yasal Uyarı


© Mart 2009, MudanyaMudanya.com