Oh! Yatak gemide; sere serpe yayılıp yatarım biraz diyemeden,
... isteklerime karşı çıkıyor birileri... Donduruyorlar her şeyi!
Dengem bozuluyor; allak bullak oluyorum; kendimi
[toparlayamadan daha,
yeniliyorum tembelliğe. Ilık sular sürüklüyor beni derin uykulara!
Testere balıklarıyla boğuşuyorum, bir başka gün
kan ter içinde sabaha kadar. Dur yok, durak yok,
yok bir solukluk zaman; kesici, delici alet edevattan...
Sevecen şairler vardır: sevgili gece derler dahası alıp
koyunlarına yatarlar geceyle; karılarıymış,
metresleriymiş gibi... Huzursuz olmazlar,
çorapları kaçsa da huzurları kaçmaz zerre kadar...
Portakal bir umudun çullanıp üstüne, sıkıntıya boyuyorlar.
Panoları yıkıp alan açıyorlar;
sevimli yengeçleri eğitmek için.
Günaydını güç bela alıp koynuma, sıkıntıları ezip geçiyorum...
Böyle gecelerde suçluluk duygum artar;
usum takılır kalır ışıklara...
Sorarım kendime nereye, böyle...
nasıl gidersin alıp başını?
Yatak gemi, geniş dünya kadar, ama
her şey öylesine bozuk ki... almıyor vicdanlar dar!
Bu evlerde yanan ışıklar; acıya mı sevince mi yanar?
Sancı zonklamaları kaçış mı, kurtuluş mu?