Hemen hemen çoğu ulusal kanalın ''Prime Time'' da denilen tv'nin en çok izlenildiği saatlerinde, toplumsal sağlığa son derece zararlı olduğuna inandığım, inanılmaz derecede uzun, Türk insanının sabır katsayısını arttıran, içindeki kötücül duyguları körükleyen dizilere teslim olduğu bir dönemden geçiyoruz. Ve bu dönemin ne kadar süreceği ise meçhul...
Bu furyanın başlangıcında nispeten insani duygulara hitap eden, şimdikilerin yanında sütten çıkmış ak kaşık denilebilecek nitelikli diziler vardı. Örneğin Perihan Abla, İkinci Bahar, Şehnaz Tango, Hayat Bilgisi vs... Bunlar ve benzeri yapımlar eskiden sahip olduğumuz, ancak giderek büyük bir hızla yitirdiğimiz yüce ahlaki değerlerimizi ve Türk insanının sahip olduğu naif özelliklerin altını çizen, izlemesi keyifli dizilerdi.
Sonra her ne olduysa bu tip yapımlar giderek reyting alamamaya başladı. ''Kurtlar Vadisi'' gibi Amerikan tarzı uyduruk vurdulu kırdılı filmlerinin çok kötü versiyonları önce varoşları, sonra bulaşıcı bir hastalık gibi toplumun her kesimini etkisi altına almayı başardı.
Bugün geldiğimiz noktada ise birkaç dakika bile izlemeye tahammül edemediğim, son derece özensiz, kalitesiz, inanılmaz derecede argo ve kaba saba bir konuşma tarzının yer aldığı, her türlü entrikanın çevrildiği adına dizi denilen saçmalıklar boy göstermekte. Tabi ki arz-talep meselesi diyeceksiniz. Ama kalitesizliğin böylesini toplum olarak hakettiğimizi düşünmüyorum. Sigaraların üzerine papatya konduran, alkolü yasaklayan bir zihniyetin diğer tüm şiddet olaylarına, tecavüzlere, mafyaya vs. izin vermesi akıl alacak gibi değil.
Gelelim asıl meseleye... Tüm bu olumsuzlukların yanında az da olsa bir umut ışığı olan bazı bilgi yarışmaları var ya da vardı.
''Canlı Para'' da, yabancı formatlı olması bakımından ve meblası epeyce yüksek olduğundan, ilgi odağı olacağı öngörüsüyle yayın hayatına başladı.
Başlangıçta haftada üç-dört gün, özellikle salı günleri 20.00'da başlayıp saatlerce sürüyordu. Önceleri sorular yanıtlandıktan sonraki zaman geçmek bilmese de, az reklam almaları açısından daha bir tahammül edilesi haldeydi. Ama sonuçta bilgi sahibi olanların başarıya ulaştığı (her ne kadar çoğu yarışmacının sallayıp tutturması söz konusu olsa da) bir yarışmaydı. Ve tabi ki özellikle genç yarışmacıların son derece basit soruları yanıtlayamaması eğitim sistemimizin acizliğini ve ülkemizde kültür-sanata verilen önemi yansıtması açısından bir değerlendirme olanağı sağlamakta idiyse de, içimizi acıtıyordu.
Biz de ailecek kendi aramızda yarışır, bekleme zamanında internetin velinimetinden yararlanır, bilen bilmeyene hava atardı. Velhasıl yarışmanın olduğu günleri iple çekerdik.
Ancak bir süredir yarışmanın yayın günleri ve zamanı değiştirildi. Öncesindeki uzun saatler süren birkaç dizi ve saçmalık abidesi bir yarışmadan dolayı bekleye bekleye saçlarımız ağardığından, uykumuz geldiğinden ve insan hayatı o kadar uzun olmadığından izleme şansına sahip olamamaya başladık.
En nihayetinde önceki gün sabır ve özlemle bekleyip izleme kararı aldık.
Ve maalesef gelinen nokta, birkaç sorudan sonra tv'yi kapatıp yarışma ruhumuza elveda dememize neden oldu.
Hangi arada bu yarışma, formatından ve kalitesinden ödün vererek Türk toplumunu bilgilendirip yükseltmesi gerekirken pespaye bir versiyona dönüşmüştü?... Yarışmacıların mesleksel konumları ve kültür düzeyleri seviyesinde sorular, bir ilkokul öğrencisinin bile bilebileceği şekilde soruluyor, öncelikle ilk etaplar kayıpsız geçilerek umutlar korunuyor ve reyting uğruna heyhat ne güneşler batıyordu...
Nihayetinde izlenebilecek nadide bir program bulmuşken, hatta örnek olması için umutlarımız yeşermiş iken yaşadığımız hayal kırıklığı çok kötü idi...
Daha önce yayınlanan bir takım yarışmalar örn: En zayıf halka, Kim 500 milyar ister vs. hala Avrupa kanallarında yıllardır en ufak bir değişiklik olmadan sürüp gidiyor. Biz ise herşeyi kendimize benzetme konusunda üstümüze tanımıyoruz.