Yanılmışım!... İzleyemediğim bir tane Oscar adayı film kalmış meğerse.
İyi ki de kalmış.
Oscar'ın tozu dumanı ortadan yok olduğunda, daha bir berrak zihin ile, aldığı ödül de beklenti çıtamızı çok fazla yükseltmediğinden ''Beginners''i huzur dolu bir ruh hali ile izledik.
Ve adaylar arasında en keyif aldıklarımdan biri oldu açıkçası. Bu kendi halinde ve son derece keyifli film, 82 yaşındaki Christopher Plummer'e bir nevi gönül borcu niteliğinde ''En iyi Yardımcı Erkek Oyuncu'' Oscar'ını kazandırdı.
Hollywood'un eski tüfek oyuncuları bunu hep yapıyorlar ve giderayak şansları da yardım ederse kendilerine cuk oturan bir rol kapıp, sanki içlerinde kalan son enerji bulutunu örtünüp ödülleri toplayıveriyorlar.
Bkz: Henry Fonda (Altın Göl), Jessica Tandy (Mrs.Drivers'in Şoförü) vs...
Yönetmenliğini Mike Mills'in yaptığı filmin baş aktörü Ewan Mcgregor bu filmde de yerli yerinde ve minimalist oyunculuğu ile ikinci kez kalbimi kazanmayı başardı.
Galiba bu adamı sevecegim en sonunda!...
Melanie Laurent'te akılcı bir cast ile yerinde bir seçim olmuş ve rolüne yakışmış.
Yıllarca eşcinselliğini saklayan, ölmeye yakın bunu oğlu ile paylaşıp hayatını yaşamaya karar vermiş baba ekseninde, oğlun kendi kendini analiz etme sürecini ilginç ve sevimli ara geçişlerle anlatıyor filmimiz.
Sevgisizlik ve ilgisizlikten muzdarip iki yalnız gencin korkarak yaklaştıkları bir birliktelik çeşitli çekincelerle nereye kadar sürecektir?...
Filmde ''The Artist''deki gibi bir köpek (Uggie) var. Adı Arthur. Bu kadar mı benzer, bu kadar mı tesadüf olur, şaşırtıcı açıkçası. Ama Arthur'un rol yapma kapasitesi Uggie'ninki kadar iyi değil maalesef.
Oscar Ödülleri her zaman hak edenlere gitmese de Bay Plummer'e verilmesi son derece yerinde olmuş.
Fazla bir iddiası olmayan, sesi pek duyulmamış bir film. Ödül almasa idi pek kimselerin dikkatini çekmeyecekti herhalde.
Ancak keyifle izlenebilen, zarif bir yapım olduğu kanısındayım.
