Mudanya Mudanya - Yaşam ve Kent Kültürü










1641 
İran Sinemasına bir alkış lütfen...
        Sinema


Esin ÇAKIR    
  Yayın Tarihi: 6.7.2012    

İran Sinemasına bir alkış lütfen...

Bir süredir uğruna yazı yazacak kadar beni çoşturan ve zevk veren böylesi bir filme rastlamamıştım. Az önce film sona erdi, işte budur diyerek sıcağı sıcağına paylaşma gereği duydum.

''Darbareye Elly'' 2009 yapımı bir İran filmi. ''About Elly'' diye de çevirmişler ama ''Darbareye'' ne demek bulamadım, eğer Farsça bilen varsa bizi aydınlatsın lütfen. Filmi Asghar Farhadi yönetmiş.

İran sineması, gerçekten oldukça değerli yapıtlara sahip ve dünya sineması açısından kendini ispatlamış ve yerini sağlamlaştırmış durumda.
1960 yapımı Michelangelo Antonioni'nin ''L'avventura'' adlı filminden esinlendiği söyleniyorsa da ben o filmi izlemedim. Dolayısıyla söylenenlerin yalancısıyım.

59. Berlin Film Festivali'nde ''En İyi Yönetmen'' dalında Gümüş Ayı ve daha birçok ödül ile taçlandırılmış filmimiz yalanlar üzerine bir rapsodi.

Hazar Denizi kıyısına tatil yapmaya giden İranlı üç aile, Almanya'dan gelen dul erkek arkadaşlarına tanıştırmak üzere davet ettikleri Elly adında bir öğretmen çevresinde gelişir olaylar örgüsü. Elly daha ilk gün ortadan kaybolunca diğerleri önce boğulduğunu sanırlar, ama aslında onu hiçbiri tanımamaktadır. Gerçek adını bile bilmezler. Ve film heyecanını ve gizemini sonuna kadar korumakta kararlıdır.

Bütün bu olayların baş sorumlusu ise kızının öğretmeni olduğunu söyleyen Sepideh'tir. Golshifteh Farahani bu rolde inanılmaz bir oyunculuk sergilemiş. Her şey onun başının altından çıktığı için epeyce elem ve keder yapar, hatta eski Türk filmlerindeki gibi üzüntüden saçı bile az buçuk beyazlarsa da bu filmi absürt boyuta asla taşımıyor. Ben kendilerini oldukça beğendim, başarılarının devamını dilerim. Aslında oyuncuların hepsi
birbirinden başarılı... Ancak bir adım önde koşan Farahani.

Filmin sonu izleyiciler tarafından ucu açık bırakılmış, Elly'ye ne olmuş diye nitelendirilse de bence her şey apaçık ortada. Çünkü anahtar bir cümle filmin hemen başında yer almakta.

''Kötü bir son, sonsuz bir umutsuzluktan daha iyidir.''

İran'ı, İranlıların yaşam tarzını oralara sıkça giden sevgili kayınbiraderim Uğur'dan bir miktar öğrensekte, filmlerle daha da belirginleşiyor, netleşiyor kafamızdaki sorular.

Gerçek sinemanın gücü de işte budur.


Esin ÇAKIR









   3247   



  .:: Yazılar


       

* Yazıların sorumluluğu yazarına aittir.
* Yasal Uyarı


© Mart 2009, MudanyaMudanya.com