Kim Ki-Duk Usta yine yapmış yapacağını ve insanı yerine mıhlayan zehir gibi son filmi Pieta:ACI ile arz-ı endam eylemiş.
18 adet film yaratmış olan üstadın vizyon başarısızlıkları, festivallerde ödüllere ve övgülere layık görülmesi, bu yönüyle Nuri Bilge Ceylan'ı andırıyor aslında.
Venedik Film Festival'inde ''Altın Aslan'' ile onurlandırılmış, bizde de ''Filmekimi''inde gösterilmiş son filmi ACI' da diğer filmlerine nazaran çok daha sert bir üslup tutturmuş, Haneke gibi izleyicileri rahatsız etmeyi amaç edinmiş Kim Ki-Duk. Öyleki film sona erdiğinde boğazınızda bir yumrukla kalıveriyorsunuz oracıkta...
Vahşi kapitalizmin çarkları Kore'de de aynen insanların canlarını yakmaya devam etmektedir. Gökdelenler şehrin küçük sanayi sitelerini kabus gibi yutarak, zaten zar zor geçinmekte olan zanaatkar-küçük esnafa başka seçim yolu bırakmamaktadır. Tefecilerden borç alarak 10 kat gibi deli bir faizle borç batağına sürüklenmiş garibanlar bu rakkamların altında ezilmektedirler. Tek kurtuluş yolu tefecilerin tahsilatçısı Kang-Do tarafından sakat bırakılarak, sigortadan alınan tazminat parasının borçlarına karşılık olarak tahsil edilmesidir.
Kang-Do en ufak bir acıma ve pişmanlık göstermeden, son derece soğukkanlı bir şekilde bu infazları yerine getirmektedir. Ta ki günün birinde annesi olduğunu söyleyen bir kadın peşine düşene kadar...
Tepetaklak olan yaşamı ,annesiz kalmayı bir daha göze alamayan Kang-Do için artık daha zor bir döneme girmiştir. Ve işler hiç te göründüğü gibi değildir...!!!
Kore sineması gerçekten çok farklı bir yerde. En büyük handikapı film başladığında ilk 5-10 dakikayı bu tuhaf dile alışmakla geçiriyorsunuz. Ama olayı toparladığınızda sonrasında hiç te pişman olmuyorsunuz. Oyunculuklar gayet güzel, özellikle anneyi oynayan Min-Soo Jo tarafımızdan 5 yıldızlı pekiyi ile ödüllendirildi. Hani yıllar geçtikten sonra bu filmle ilgili anımsamakta hiç zorlanmayacağınız tek şey annenin yüzü olacaktır.
Filmin afişinde anne, kucağında oğlunu aynen Michaelangelo’nun kucağında İsa’yı tutan Meryem Ana heykelinde ki gibi tutmuş. Aslında film de adını bu heykelden alıyor.
Özellikle son sahnelerin güzelliği ve etkileyiciliği açısından bile izlenmeli diyoruz. Ama zor bir film olduğunun da altını çiziyoruz...
Sanıyorum Türkiye'de vizyona girme şansı sıfırın altında.O yüzden izlemek için yaşasın computer-internet işbirliği ve işbirlikçileri...:))