Uzun süren kış uykusundan uyanmamı, silkinmemi ve bunu yazıya dökmemi sağlayan ''Youth-Gençlik'' filmi son derece keyifli bir film.
Yönetmen koltuğundaki Paolo Sorrentino, daha önce izleyip hayran kaldığımız ''Muhteşem Güzellik'' (En iyi yabancı film Oscar'ı) filminin de yaratıcısı aynı zamanda.
Burada da son derece başarılı bir iş çıkarttığı kesin.
Başrollerde iki ihtiyar delikanlı var; Michael Caine(82) ve Harvey Keitel (76).
Caine emekliye ayrılmış bir maestro, Keitel ise popüleritesini kaybetmiş ama hala film çekmeye devam eden yönetmen rolünde son derece kıvamında oyunculuklar sergiliyorlar. Filmde bir ara yine eski kurtlardan Jane Fonda da kısacık bir rolle arz-ı endam ediyor.
Bu iki eski dost İsviçre'de Alp dağlarının eteğinde eski ünlü kişilerin gözden uzak kalarak doping yaptıkları bir sağlık merkezinde birlikte vakit geçiriyorlar. Çevrelerinde çok değişik ve ilginç kişiler var. Kim oldukları söylenmese de bunlardan birisinin Maradona olduğunu anlıyorsunuz.
Filmde son derece incelikli sürüp giden mizahi bir alt yapı var. Kamera kullanımı çok başarılı. Kişiler arası diyaloglar az, öz ve ders niteliği taşıyor ama sıkıntıya sokmuyor izleyiciyi.
Müzik seçimleri bence bir filme oldukça katkıda bulunan hatta başarısının büyük kısmında pay alan öğelerdir. Burada yapılan seçkiler de filme oldukça önemli değerler katmış, hele ki final sahnesindeki sopranonun seslendirdiği eser kapanışı çok güzel taçlandırmış.
İki ihtiyarın uzun süren dostluklarının izdüşümlerini, ölüm,yaşam ve gençlik üzerine sohbetlerini izlemek ve çarpıcı yan karakterlerle zenginleştirilmiş bu görsel yapıtı kaçırmamak gerek.
Özellikle orta yaş ve üzeri izleyicinin keyif alacağı bir yapım açıkçası.
Ağır ilerleyen, aksiyon içermeyen yapısıyla gençlere cazip geleceğini sanmıyorum.
Birbirinin benzeri, tatsız tuzsuz, hiçbir şey ifade etmeyen filmlerle örselenmiş ruhumuza ilaç gibi geldi.