Mudanya Mudanya - Yaşam ve Kent Kültürü










3161 
GENÇ
        Yazılar


Nurdan ÇAKIR TEZGİN    
  Yayın Tarihi: 1.3.2017    

GENÇ

Renkli boncukların dizili olduğu keçeleşmiş tiftik saçları başını ağırlaştırıyormuş gibiydi. Ağacın ardına gizlendiyse de, üzerindeki bol şalvarımsı pantolonun paçaları rüzgâra tutulmuş yelken kumaşı gibi uçuşmasa fark edilmeyecekti. Belki de gizlenmiyordu, bana öyle geldi!

Ona en yakın alçak park duvarının üzerine çıkıp oturuyorum. Etrafta pek kimse yok, uzaklardan seyyar satıcıların ağdalı nakaratları duyuluyor.

Tiftik saçlı genç, o pembe beyaz suratını kendi kendiyle konuşurcasına mimikten mimiğe sokuyor. Kaşlarını çatmasından anlıyorum ki birileriyle çatışmada. Anlatamadığı bir sorunu var ve çözülemiyor! Ağaç da bir garip, sanki gencin sırtından tüm olup biteni kayda geçiyor.

Genç, arada başını aniden sallıyor ve tiftik saçları dolanıyor ağacın güçlü gövdesine. Mırıldanır gibi konuşuyor ağaç ile. Kafasını da dayıyor. Of çok dertli, öyle belli ki...

Ağaç, açık yeşil yapraklarını hafifçe sallıyor, genç ile derin muhabbette bu çok net. Sessizce izliyorum. Duyabileceğim bir soru yükseliyor ağacın yaprakları arasından; “İnsanlar hep mi böyleler? Hep mi kaçarlar ihtiyacın olduğunda?” Heyecanlanarak kalkıyorum tünediğim duvarın üzerinden ve gaipten bir yolcu gibi dalıveriyorum gencin dünyasına; “Hep önce dışarıdan izlerler; Hatta biraz uzaklaşırlar çünkü korkarlar. İnsanlar, insanlar hep öyleler. Sonra sendeki değişimin tanımsızlığında biraz bocalarlar, şaşırırlar ve arafta kalıp farkında olmadan sana sonsuz bir armağan verirler. Bu öyle bir armağandır ki onun gerçek değerini yıllar sonra bir tek kişi anlar o da sensindir!”

Şaşkın ve ürkerek bakıyor tanımadığı bu yabancıya genç adam.“Nasıl, ne dediniz?” Derken, aslında anlamış olmanın tedirginliğiyle bir kez daha yaslanıyor ağaca. “Yalnızlığının en dibine vurduğun anda gelir benliğindeki o çoğaltan kendi kalabalığın. Of, çok kalabalık gelirler! Sonra, varlıkla yokluğun bir olur. O eşik atlatılınca yağmurun kokusu, bacanın dumanı, kedinin mırıltısı en yüce kalabalık olur hem de en keyiflisinden... Artık yalnızlık yoktur orada.”

Gülümsemesi beni de rahatlatıveriyor. Bulduk galiba o ortak dili. Şimdi sorabilirim; kuzum bu tiftik saçlarının bir adı var mı?

Şaşkınlığını gizlemeden “rasta” diyor. Rasta.


Nurdan ÇAKIR TEZGİN

www.ascifok.com







   1757   



  .:: Yazılar


       

* Yazıların sorumluluğu yazarına aittir.
* Yasal Uyarı


© Mart 2009, MudanyaMudanya.com