Oldum olası eski siyah-beyaz Hollywood filmlerine düşkündüm, ama yaşlar ilerledikçe daha bir sever oldum onları... Eski resimlerin yıllar geçtikçe değer kazanması gibi.
Casablanca bunların başında gelir. Benim için bu filmin çok özel bir sihri vardır sanki.
Binlerce film izlemiş bir sinefil olarak defalarca aynı keyifle bu filmi neden izlediğimi çok sorguladım. Basit ve sıradan bir film insanları nasıl bu kadar alıp götürebilir? Buna benzer dönemin birçok yapımı vardır da aradan bu film nasıl olup ta sıyrılmıştır?
Sonuçta filmin kimyasal bileşenlerinin çok doğru yoğrulmuş olduğuna karar verdim.
1942 yılında Michael Curtis yönetmenliğinde çekilmiş siyah-beyaz bu film tüm zamanların da en iyi aşk filmlerinden biri seçilmiştir. Ve her zaman inandığm o ki, o büyülü atmosferi yaratan aynı zamanda doğru oyuncu seçimleridir de. Soğuk ve mesafeli ama aynı zamanda romantik Boggy ve inci tanesi Ingrid...
Aslında bu film Casablanca'da çekilmemiştir bile... Hollywood setlerinde çekilip Casablanca havası verilmiş bir kandırmacadan ibaret olup, turistlerin oraya yıllar yılı gitme sebebi olmuştur, hala da devam etmektedir.
Amerikan sinemasının iki starı Humphrey Bogard ve güzeller güzeli İngrid Bergman, arka planda savaş atmosferi ve yönetmenin çok başarılı birlikteliğiyle bize büyülü bir aşk masalı yaşatırlar.
Casablanca gösterime girdiği 1943 yılında, en iyi film, en iyi yönetmen ve en iyi senaryo dallarında Oscar'ları toplamıştır.
Aslında film o kadar baştan savma çekilmiştir ki, senaryo tekrar tekrar yazılmış olup, Ilsa karakterini canlandıran Ingrid Bergman hangi erkekle beraber olacağını film çekilirken öğrenmiştir.
Filmin o çok ünlü şarkısı ''As time goes by'' yani ''Tekrar çal Sam''
müzik tarihinne mal olmuş, keyifle dinlenen nadide parçaların başında gelir. Ve başta Frank Sinatra olmak üzere bir çok sanatçı tarafından seslendirilmiştir. Bunlardan bazıları; Louise Amstrong, Frank Sinatra, Billie Holliday, Nat King Cole, Diana Krall vs...
Humphrey Bogard, Ingred Bergman, yönetmen Michael Curtis ve piyano çalan Sam'a bize bu güzellikleri yaşattıkları için sonsuz minnetlerimizi sunuyoruz.
Sağımız, solumuz, her yanımız felaket haberleri ile sarılmış iken yaşamdan çalmak adına eski filmleri alıp yıldız yapabiliriz hala!
