Mudanya Mudanya - Yaşam ve Kent Kültürü










3069 
Kışa hazırlık
        Yazilar


Nurdan ÇAKIR TEZGIN    
  Yayın Tarihi: 15.10.2009    

Kışa hazırlık

Ben kışı biraz fazla mı ciddiye alıyorum acaba!

Ağustostan bu yana devam eden hummalı bir kış hazırlığı içindeyim. Bazılarını komşu yardımı alarak yaptıysam da birçoğunu tek başıma kotardığımdan emin olabilirsiniz.

Sebze kurutmalarımı ve domates sularımla salçalarımı Ağustosun ilk haftasından itibaren Eylül haftasına kadarki zaman diliminde bitirdim. Bu yıl bolca patlıcan kuruttum, niye bolca diye sorarsanız, tarla komşumun patlıcanları sayesinde derim. Komşum öyle çok patlıcan, biber, bamya ve domates yetiştirdi ki, şehir aşırı dostlara bile yetti maşallah.

Patlıcanlarımı sadece dörde bölerek astım iplere ve öylece sert ağaç dalı gibi kurudular, oldukça estetik görünüyorlar. İçini oyup dolma yapmak için kurutmadım zira; Antep, Urfa ve Malatya dolaylarının kuru patlıcan dolmasını o yörenin insanlarının elinden yemek daha hoşuma gidiyor.

Eylül ortası olunca tarhana ve erişte faslımızı gerçekleştirdik komşularımla, Ekim itibariyle de turşular kavanozlara, yeşil zeytinler pet şişelere doluşmaya başladılar. Taşla yada pirinç havanın tersiyle hafifçe çıtlatarak ezdiğim yeşil çekiçke zeytinlerim acı sularını saldılar da soframda yerini aldılar bile. Henüz yeni kararan siyah zeytinlerimi de bugün toplayıp tuzladım, petlere doldurdum, şimdi şişeleri yuvarlama zamanı. Sıkça tekrarlanacak bu işlem ki, tuzlar zeytinin her yanına işlesin.



Bütün bunlarla uğraşmak, hepsini belirli zamanlara bölerek yaşamı geleceğe dair parsellemek çok farklı bir duygu. Kış hazırlığı, adı üstünde birkaç ay sonrasının yaşam umudu, bahara dek uçurulmuş yaşam kuşları sanki. Yaşayacağımız ömrü garanti altına da almak demek biraz öyle değil mi?

Henüz nar ekşisi kaynatmadım. Geçen yıl onlarca kilo nardan 500 gramlık nar ekşisi çıkarınca ne zahmetli bir iş olduğunu anladım ve bir daha yapma konusunda oldukça isteksizim.

Epeyce de reçel kaynattım geçtiğimiz yaz, ne çabuk geçti değil mi bu yaz? Geçen yıl çok hayıflanmıştım kırmızı mürdüm eriği reçelinden az yaptım diye. Bu yıl acısını çıkarttım sayılır ve farklı denemeler üzerinde de çalıştım. Mesela; hiç şekersiz reçel yaptım. Olur mu demeyin oldu, her ne kadar ilk yapan ben değilsem de deneye yanıla farklı hoşluklar yakaladım inanın. Erik, elma, şeftali karışımı ve birkaç kaşık pekmez ile doğal meyve tadında reçellerim var şimdi. Biraz ekşimsi, biraz marmelat görünümünde, diyet yapanlarla diyabetlilere de hitap edecek bir tatlılık oldular. Zaten şekerli reçel yapımından uzaklaşmaktayım giderek.

Kristalize toz şekerin hiç kimseye faydası yok. Şekeri hangi yiyeceğin içine koyarsanız koyun yine de sağlığa yararlı bir şekle dönüştüremiyorsunuz, hele de şimdi GDO'lu mısırdan üretilen mısır şurubuyla yapılan o hazır reçel ve tatlılar külliyen zararlı. Bu güzel damaklarımız keşke hiç tanışmasaydı şeker denen zararlıyla! Annelerimizle büyükannelerimiz keşke şekerli mamalar, kadayıflar, Kemalpaşa tatlıları ve baklavalar yerine meyve sebze ağırlıklı yiyeceklerle besleselerdi bebek ve çocuk midelerimizi de, yetişkin olduğumuz yaşlarda kilo ve kiloya dayalı hastalıklarla uğraşmak zorunda kalmasaydık. Keşke demek şart oluyor bazen böyle.

Nereden girdim bu tatsız konulara! Bakar mısınız konunun gereksizine bile tatsız diyoruz işte! Bu tatlı dünya taamları benliğimize ne kadar da işlemiş ...

Kış hazırlıklarımdan söz ediyordum, ekşilerden, turşulardan, tarhana ve eriştelerden... Evet kışa hazır sayılırım bakalım kış bana hazır mı?




Nurdan ÇAKIR TEZGIN

www.ascifok.com







   5266   



  .:: Yazılar


       

* Yazıların sorumluluğu yazarına aittir.
* Yasal Uyarı


© Mart 2009, MudanyaMudanya.com