Mudanya Mudanya - Yaşam ve Kent Kültürü










 
Doğader'den "Kocaçay Deltasını Kurtaralım" Çağrısı
        Güncel


  Yayın Tarihi: 4.2.2010    

Doğader'den "Kocaçay Deltasını Kurtaralım" Çağrısı


Bugün, "2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü". Yaşam su ile başladı ve halen onunla sürüyor. Ancak suya gereken değeri vermeyen insan soyu, kirleterek, kurutarak ve derelerimiz üzerine kurulan barajlar örneklerinde olduğu gibi sermayenin insafına terk edilerek, yok ediyor.

Son 50 yılda Van Gölü'nün 3 katı büyüklüğündeki sulak alan, uygulanan yanlış politikalar nedeniyle kurutuldu. Elimizde az sayıda kalan sulak alanlar ise yapılaşma, sanayi ve evsel kirlilikle tehdidi altında can çekişiyor.Geniş bilgi için tıklayın

Çevre Kanunu'na 2006 yılında yapılan değişiklikle "nüfusu 100.000 ve üzerinde olan belediyelere 3 yıl, Organize Sanayi Bölgelerinde 2 yıl içinde Arıtma Tesisi kurma zorunluluğu" devlet desteği verilmediği için birçok yerde yerine getirilmedi.

Sulak alanları oluşturan dere, göl ve bataklıklardaki kirlilik, bu kirli sularla sulanan tarla ve bahçelerle soframıza kadar geliyor. Besinlerin içine giren, yıkamakla çıkmayan bu kirlilik, doğadaki pek çok canlı gibi insanda da ölümcül hastalıkların başlıca nedenini oluşturuyor.





Enerji üretme maskesi altında, doğal alanlar katledilerek derelerimiz üzerine yapımı planlanan binlerce baraj, gerçekte baraj gölündeki suyun ticareti üzerine şekilleniyor. Yapımı üstlenen sermayedar, baraj gölündeki suyun gelecekte çok daha değerli olacak pazarlama hakkını ele geçiriyor.

Başta Uludağ Milli Parkı olmak üzere birçok Milli Parkta yasalara aykırı olarak su kaynakları ticari şirketlere kiralanıyor. Bu kiralamaya gerekçe olarak gösterilen ve kanunlarda açık bir tanımı olmayan "kamu yararı ilkesi" suyu pazarlayan ticari şirketi zengin etmekten başka ne gibi kamu kayarı oluşturduğu ayrıca merak konusudur.





Görevini yerine getirmeyen devletin yetkili organları, sulak alanlardaki kirliliğin oluşmasının başlıca sorumlularıdır.




Suyun ticarileşmesine zemin hazırlayan AKP Hükümeti, halk ve çevre sağlığını hiçe sayan bu uygulamalar derhal sona erdirmelidir.


DOĞADER, Suyun Ticarileşmesine Hayır Platformu içinde aldığı etkin görevlerle bir yandan barajlara karşı mücadele ederken diğer yandan korunmuş ender sulak alanlardan biri olan Kocaçay Deltası'nın hak ettiği koruma niteliğine ulaştırılması için bir çalışma başlatıyor. Bu amaca yönelik ortak çalışmalar üretmek için diğer kişi ve kurumları davet ediyoruz.





DOĞADER, Kocaçay Deltası deniz sığ sularında gemilerle yasa dışı belgelerle kum çekilmesi sonucu oluşan çevre tahribatı konusunda Bursa Savcılığı tarafından açılan davaya müdahil olmuştur. Diğer kişi ve kurumlar, bu davaya müdahil olarak çevreye zarar verenlere karşı bu hukuksal girişime desteklerini sunabilirler.

KOCAÇAY DELTASI'NI KURTARALIM

Güney Marmara akarsularının büyük bölümünün birleşmesiyle oluşan Susurluk Irmağı, Bursa'nın Karacabey ilçesinde denizle buluşur. Bu buluşma noktasında bulunan Kocaçay Deltası, barındırdığı doğal yaşam alanlarının çeşitliliği bakımından eşsiz doğal zenginliğe sahiptir. Delta, kumul bitkileri, bataklık, longoz ormanları ve gölleriyle birçok doğal yaşama ev sahipliği yapar.

Kocaçay Deltası'nda, Dalyan, Poyraz ve Arapçiftliği gölleri yer alır. Göller, sazlık ve longoz ormanlarıyla çevrelenmiş durumdadır. Delta, çoğu yerde bir metre derinliğindeki su tabakasıyla kaplı dişbudak, kızılağaç ve söğütlerden oluşan longoz ormanları, nilüfer, sümbül, göl soğanı ve tavşanmemesi gibi sucul bitkilerle süslenmiş durumdadır.

Kocaçay Deltası, kıyı kumulu Kuzeybatı Anadolu kıyılarında uluslar arası önemde ve doğal rezerv niteliğindeki 4 alandan biridir. Geniş sahil bandı üzerinde birçok kumul bitkileri barındırır. Bu kumul bitkilerinden üç tanesi yalnızca Türkiye'ye özgü endemik bitkilerdir ve Kocaçay Deltası dışında ülkemizdeki iki ayrı kumulda daha gözlenebilmektedir.

Kocaçay Deltası, her yıl inanılmaz bir olaya daha sahne olur. Üreme döneminde Meksika Körfezi'nden yola çıkan yılan balıkları, Atlantik Okyanusu, Akdeniz, Ege ve Marmara Denizlerini aştıktan sonra Kocaçay Deltası kıyılarına gelir. Yılan balıkları gölle deniz arasındaki kumulu sürünerek aşar ve bölgedeki göllere yumurtalarını bıraktıktan sonra yaşam alanı olan Meksika körfezine geri dönerler

Karaleylek, pasbaş patka, bataklık kırlangıcı, akça cılıbıt, küçük balaban, gece balıkçılı, alacabalıkçıl, küçük akbalıkçıl, gri balıkçıl, kuğu, yeşilbaş, çıkrıkçın, Macar ördeği, elmabaş patka, akkuyruklu kartal, büyük orman kartalı, dikkuyruk, karagerdanlı dalgıç, sakarmeke, poyraz kuşu, sumru, küçük sumru ve pek çok ağaçkakan türünün bulunduğu Kocaçay Deltası, göç esnasında küçük karabatak ve ak pelikan gibi kuşlara da ev sahipliği yapar.

2007 yılında Kocaçay Deltası'na yakın köylerden Yeniköy, Bayramdere ve Boğaz köylülerinin deniz dibinden kum çekilmesine karşı tepkisi üzerine Karacabeyli eski Bursa milletvekili Dr. Şerif Birinç'in çabalarıyla Bursa Valiliği tarafından "Doğal SİT Alanı" ilan edilmişti.

Doğal SİT Alanı olduğu halde değerli bir ekosistem olan Kocaçay Deltası, halen kirlilik ve ticari amaçlı kaçak uygulamaların hedefi olmaktadır. Deltada bulunan subasar ormanlar ve diğer doğal yapı tarım arazisi ve kavaklık alanı açmak için tahrip edilmekte, yasadışı ağaç kesimleri yapılmakta, gerek sahil kumulları gerekse sığ sulardaki deniz altı kumları yasa dışı yollarla alınmaktadır.

Deltada var olan en büyük sorun, Bursa İli'nin atıklarını taşıyan Nilüfer Çayı ile Susurluk Irmağı kenarındaki sanayi tesisleri ve yerleşim birimlerinin atık sularının Kocaçay Deltasına karışarak yarattığı kirlilik deltadaki canlı yaşamı tehdit eder duruma getirmesidir. Kocaçay'ın denize boşaldığı noktada deniz, nehir suyunun aşırı kirliliği nedeniyle mavi rengi terk edip kahverengine büründüğü gözlenir.


Bursa Valiliği ve Bursalı bazı milletvekilleri, 2009 yılında gazetelere konu olan açıklamalarında, Gemlik'ten Bandırma'ya doğru bir sahil yolu projesinden konu edilmiştir. Yapılan açıklamalarda, yeni yapılacak yol aracılığıyla Deltadaki zenginliğinin herkesin hizmetine sunulacağı belirtilmiştir. Gerçek bir yanılsama yaratılarak aktarılan bu haberlerde sözü geçen otoyolun gerçekleşmesi durumunda, Deltanın ekolojik zenginliğinden arda kalan pekte bir şey kalmayacağı açıktır.

Deltanın batı yakasında son 20 yılda oluşan turizm yapılaşması endemik kumul bitkilerin bulunduğu kıyı kumulları üzerinde gelişmiş ve büyük bir bölümünü yok etmiştir. Özellikle yaz aylarında yoğunlaşan nüfusun çöp sorununa çözüm olarak Kocaçay Deltası seçilmiştir. Çöpler belediye görevlileri tarafından Delta üzerinde bulunan kumullara dökülen vahşi depolama yapılmıştır. Buradaki çöpler rüzgarın da etkisiyle geniş alana dağılmaktadır. Ayrıca çöplerin sızıntı suyu Deltayı ve denizi kirletmektedir.

Bölge halen yapılaşma tehdidi altındadır. Bina sayısı hızla artmaktadır. İnşaatların kum gereksinimlerini karşılamak için kaçak yollarla sahil ve deniz dibi kumulları yok edilmektedir. Kaçak alınan kumlar, sahildeki kumul bitkilere büyük zararlar vermektedir. Deniz dibinden kaçak kum çekilmesi dalyan oluşumunu bozmuştur.

Kocaçay Deltası'nda deniz dibinden özel donanımlı gemilerle kaçak kum çekilmesi konusu kısa bir süre önce yargıya taşınmıştır. Bursa Cumhuriyet Savcılığı konu ile ilgili bir operasyon düzenlemiş ve organize olarak deniz dibinden kaçak kum çeken ve bunlara yataklık eden bazı kişiler bu operasyon kapsamında tutuklanmıştır.


Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü tarafından 1 Aralık 2009 tarihli raporu, Kocaçay Deltası kıyılarındaki denizden kum çekilmesi sonucu oluşan yıkımı gözler önüne sermektedir. Raporda, sığ sulardan kum çekilmesi sonucu dalyan içi su dengesinin bozulduğu, dalyan içinin sığlaştığı ve dalyan kapıları ile deniz arasındaki bağlantının çok daraldığı belirlenmiştir. Raporun deniz dibi araştırmaları bölümünde, dalyan önünün oldukça derinleştiği ve bu nedenle dalyana balık yolu girişinin artık olmadığı görülmüştür. Dalyan oluşumunun doğal yapısına kavuşması için en az 10 yıla gereksinim olduğu belirtilmiştir.

Kaçak yada yasal olsun denizden kum çekilmesi aynı oranda sürmesi durumunda denizle göl arasındaki dar kumul alan kısa sürede yok olmasına ve bu da deniz suyu ile göl suyu birbirine karışmasına neden olacaktır. Bu durum göldeki bitki ve balıkların tümüyle yok olmasına ve özellikle de yılan balıklarının üreme alanı yok olmasına neden olacaktır.


DOĞADER, yok oluşa doğru hızla ilerleyen Kocaçay Deltası'nı ve buradaki ekosistemi kurtarmak için çalışmalar yürütme kararı almıştır. Bu çalışmalara öncelikle, Bursa Cumhuriyet Savcılığı tarafından Kocaçay Deltası kıyılarından kaçak kum çekilmesi nedeniyle açılan davaya müdahil olarak göstermiştir.

Kocaçay Deltası'nı kurtarmaya ve korumaya yönelik olarak, Bursa'da ve ulusal ölçekte konuya yakından ilgi duyan kurumlarla iletişime geçerek ortak bir çalışma çatısı oluşturulması hedeflenmiştir.

Bu ortak çalışmaların ardından Çevre ve Orman Bakanlığı ile iletişime geçerek Kocaçay Deltası'nın gerçek bir koruma niteliğine kavuşturulması düşünülmektedir. Bu konuda kanunlarımızda koruma anlamında gerçek niteliği barındıran tek kavram olan "Tabiatı Koruma Alanı" olarak ilan edilmesi ve bölgenin RAMSAR Sözleşmesi kapsamına alınması gibi çalışmalar yapılabilecektir.



DOĞADER, Yerel Sulak Alanlar Komisyonu üyesi bir dernek olarak, burada edinilen bilgi birikimini Kocaçay Deltası'na da taşımak istemektedir. Uluabat'ta olduğu gibi Kocaçay Deltası için de bir yönetim planı hazırlanması için girişim başlatılacaktır.


Kocaçay Deltası'nın, kullanılması değil korunması ve ekonomik bir yarar değil ekolojik bir değer olarak gelecek kuşaklara aktarılması konusunda yürütülecek çalışmalara destek olmak isteyen kişi ve kurumları çabamıza davet ediyoruz.


DOĞADER
Doğayı ve Çevreyi Koruma Derneği









   2451   



  .:: Yazılar


       

* Yazıların sorumluluğu yazarına aittir.
* Yasal Uyarı


© Mart 2009, MudanyaMudanya.com