5 Haziran cumartesi akşamı iki tv kanalı yayınladıkları programlarla takdir ve şükran duygularımızı kazanmış bulunuyor.
İlki NTV'deki Çevre Günü için yapılmış ''Yeşil Ekran'' programı, coşkulu katılımcıları, kaliteli sunucuları, içerdiği ve gönderdiği mesajlarla gürültülü gündemimizin değişmesine yardımcı olarak saygı ve sevgi duyulası bir ilke imza atmıştır. Artık her cumartesi düzenli olarak yayınlanacakmış. İzlenmesi insanlık namınadır!
Diğeri SKYTÜRK'te yayınlanan Fazıl Say'ın besteleyip, çaldığı ''Nazım Hikmet Oratoryosu''. Nazım Hikmet'in 47. ölüm yıldönümü sebebiyle 3 Haziran akşamı Antalya Konyaaltı Açıkhava Tiyatrosu’nda gerçekleşen konserde Fazıl Say'a, şef İbrahim Yazıcı yönetimindeki Antalya Devlet Senfoni Orkestrası ve Ankara Devlet Çoksesli Korosu eşlik etti. Doğal olarak böyle bir konserin tv'den yayınlanması bizi hem şaşırttı, hem de çok sevindirdi.
Konserde Nazım'ın unutulmaz şiirlerini Genco Erkal Usta inanılmaz bir coşku ve keyifle okudu ki gözyaşlarımızı tutamayarak zaman zaman biz de eşlik ettik. Ayrıca vokalde Sertap Erener, Güvenç Dağüstün, blok flüt İrem Alpay, Glockenspiel Elif Ceren Fitoz ve çocuk solist olarak Kansu Tanca sahne aldı.
Nâzım Hikmet’in günümüze unutulmaz izler bırakan dizelerinin Fazıl Say’ın müziği ile yeniden hayat bulduğu Nâzım Oratoryosu’nda “Gençlikte” (Üç Selvi, Açların Gözbebekleri, Kerem Gibi), “Hapishanede” (Dizboyu Karlı Bir Gece, Pazar, Ben İçeri Düştüğümden Beri, Yatar Bursa Kalesi’nde), “İnsan Üzre” (Hapisten Çıktıktan Sonra, Kız Çocuğu, Hiroşima, Nereden Gelip Nereye Gidiyoruz?), “Memleket Üzre“ (Vatan Haini, Şehitler, Davet, Memleketim) ve final bölümünde ise “Yaşamaya Dair” seslendirildi.
Ve hala, herşeye rağmen ümidimizi yitirmememizi sağladıkları, göğsümüzü kabarttıkları için ayakta alkışladık.
Fazıl Say, büyük Usta Nazım'a yaraşır güzellik ve sıcaklıkta son derece başarılı bir Oratoryo bestelemiş ve devasa koro, orkestra ve seslendiren sanatçılar da bu organizasyona gönüllerini ve yüreklerini koyarak izleyicilerle beraber duygu yoğunluğunu doruklara taşıdılar.
Ve ne yazık ki memleketimin güzide şahsiyetleri, bütün dünyanın ayakta alkışladığı bu evrensel boyuttaki sanatçımızı görmezden gelmeye devam ederek, (Aynı Nazım gibi.. Bu ülkeyi gerçekten sevenleri vurun, asın, kesin, uyduruk teorilerle hapislerde süründürün...) 2010 Kültür Başkenti İstanbul'un programına bile almıyorlar. Bu konu ile ilgili Sevgili Zeynep Oral'ın yazısını okuduğumda üzüntüden ve sinirden çatlamıştım. Bu nasıl bir zihniyet böyle...!
Son söz olarak Türk halkı böyle istiyor diye son derece seviyesiz, niteliksiz, etik dışı programları yayınlamak maarifet değil. İzleyicinin yaşamsal ve düşünsel boyutunu aşağı değil yukarı çekmek sizin göreviniz olmalı ey Medyanın değerli üyeleri... Bu iki kanalımıza bu ve benzeri programlara yayın akışlarında daha çok yer vermelerini dileyerek teşekkür ediyoruz.
NOT: Ayrıca bir evlilik yıldönümü böyle de çok güzel kutlanıyormuş...