11 Haziran 2010'da İstanbul Karaköy Antrepo'da bütün dünyada ilgiyle izlenen bir sergi açıldı: ''Body Worlds: Orjinal Vücut Dünyası Sergisi''
Son derece merakla beklediğim bu sergiye hem heyecanla, hem de acaba çok rahatsız edici midir şüpheleriyle gittim.
Dr. Gunther von Hagens bulduğu bir yöntemle cesetleri bozulmayacak şekilde korumayı başararak bu konuda dünyada bir çığır açmış. Genellikle kullanılan cesetlerin Çin'de hapishanelerde ölen insanların olduğu söyleniyor. Broşürde ise yerleşik bir beden bağış programından çıkan bağışlanmış bedenlerin kullanıldığı yazıyor.
Sergi baştan sona insan yaşamının sürecini ve bu süreçte parçalarının geçirdiği değişim ve gelişimi anlatıyor. Ve bu yolculuk insanın ana rahmine düşmesi ile başlıyor. İlk sergilenenler fetüsün evreleri...
Daha sonra iskeletimiz, derili, kaslı insan bedeni, yaşlanmaya kadar giden süreçte insan bedeninin aldığı çeşitli formlar yeralmakta. Yöntemin adı ''Plastinasyon''. Bu sayede 200'ü aşkın insan örneğini, bedenin formunu çeşitli şekillere sokarak sergilemişler. Basketçi, dansçı, satranç oyuncusu, ata binenler vs...
Doğumdan ölüme bu yaşam döngüsünde insanın geçirdiği hastalıkların iç organlarda yarattığı hasarlar ve yaşlılık halleri insanda bazı şeylerin kafasına dank etmesini de sağlıyor. Örneğin sigara içen bir insanın akciğerleri, içki içenin yağlanmış karaciğeri, kanserli bazı organlardan kesitler oldukça ibret verici.
Sergide iki de hayvan bedeni yeralıyor. Bir at ve zürafa.
Bu bedenler uzaysal bağlamda sergilenmiş, şöyle ki ikiye bölünmüş hayvanın iç organları her yönden görülebilecek şekilde yerlerindeler. Zürafa özellikle çok ilginçti. Kalbinin büyüklüğü belgesellerde izlediğimiz gibi kanı beyne pompalamak için devasa boyutlara evrimleşmiş, görmek gerek...
Tabi sergiyi düzenleyenler bazı Türk halkına uymayacaklarını düşündükleri, tepki almaktan çekindikleri bedenleri sergilememişler. Örneğin gebe bir annenin karnında sergilenen bebek, cinsel ilişki vs...
Serginin girişinde insan bedeninin hareketleri üzerine ilgi çekici notları büyük boyutlarda duvarlara asmışlar. Örnek: İnsan gülmek için 17, kaş çatmak için 48 kasını kullanır.
Sergi çıkışında bir video gösterimi ile sergilenen bedenlerin geçirdiği işlemler anlatılıyor, tabi teknik kapılmasın diye sanırım çok yüzeysel anlatılıyor. Asetona batırıldığını söylüyorlar ama sonrası çok berrak değil.
Özellikle tıp öğrencileri için çok faydalı bir sergi.
Ama insan anatomisini öğrenmek, geçirdiği yolculuğun evrelerini dışarıdan gözlemlemek açısından mutlaka görülmeli derim.